Cennet kadar güzel vatanım, senden uzakta hayat nasıl çekilir, Şimdi gece dağın ardında doğan güneşten,eteklerini toplayarak hızla kaçıyordu, Ben de gördüm güneşin doğarken battığını, Çocuk bir kuş gibi narin ve ürkek, insanı yaralayan bakışlarla bakıyordu etrafa , Köydeki tüm horozlar diyorlar ki :Uyan uyan, tembel olur çok uyuyan , Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım, Anılar defterinde gül yaprağı misali unutuldum, kurutuldum, Üstüme lapa lapa kar yağıyordu. Yeniden yüreğim beyaz bir lale , Derinden derine ırmaklar ağlar ,Uzaktan uzağa çoban çeşmesi, Ey suyun sesinden anlayan bağlar ,Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi, Uzun ince bir yoldayım , Gidiyorum gündüz gece , Kaplumbağa : Ah keşke ben de evimi sırtımda taşımak zorunda olmasaydım, Çocuk, ceylan gözleriyle bana bakıyordu, 🦊: günaydın karga kardeş bugün ne de güzel görünürsün. ' dedi ., Bazen iki dünya sığar içime, Bazen iki güneş doğar içime, O çay ağır akar , yorgun mu bilmem . Mehtabı hasta mı,solgun mu bilmem?, Sabah akşam seni düşünür , yaz kış senle yaşarım, Kelebekler gibi özgürdü ruhum, , Düşünür ağaçlar aylarca gelecek baharı , Çevre yanın lale sümbül bürümüş, Dal bir gün der ki tomurcuğuna : Tenimde bir yara işler gibisin, Burada insan toprak gibi, güneş gibi, deniz gibi bereketli, Ağlama karanfil beni de ağlatma ,Sil göz yaşlarını, Susuyordu çocuk , Dut yemiş bülbül gibi, Gelirim dedi minik kelebek,Çiçek güldü gevrek gevrek , Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin, Deniz güldü halime , Bir avuç su verdi elime , Olanları duyunca gözlerinden ateş püskürdü, Gözleri kartal misali her şeyi görüyordu, Sahnede bale yaparken bir kuğuyu andırıyordu, Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik, Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik , Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın , Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim ,minicik gövdeme yüklü Kaf Dağı, Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker , Toprakta bir telaş bir telaş , Karıncalar öteden beri dostum, Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde, Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz , Yine doldu gemimizin arması, Bizim gemi martı gibi pek oynak , Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kılıftır , Bir kırlangıç dünyayı geze dolaşa ,Çok şeyler öğrenmiş , İçime toz çeke çeke hasta oldum, diye dert yandı elektrikli süpürge, Kartalın bıçak gibi keskin pençeleri vardı, Deniz dalgalı olduğu için bindiğimiz kayık beşik gibi sallanıyordu, Bu adam o kadar güçlü ki taşı sıksa suyunu çıkarır , Yaşlı adam balkonunda dünyanın sebzesini yetiştirirmiş, Berat mutlu girdiği sınavdan üzgün çıktı, Babamın bisiklet almaktan vaz geçmesi yazımı kışa çevirmiştiBu verimli topraklar bizim için altındır , Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır, Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı, Duvarlar üstüme üstüme geliyordu, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.

Halise Danış Söz sanatları

Līderu saraksts

Vizuālais stils

Iespējas

Pārslēgt veidni

Atjaunot automātiski saglabāto: ?