a while - bir süre, act out - canlandırmak, aggresive - saldırgan, alone - yanlız, apple pie - elmalı turta, arrogant - kibirli, attrach attention to something - önem vermek, attend - katılmak, awesome - müthiş, back up - destek olmak, bad-tempered - huysuz, bring orders - siparişleri vermek, busy - meşgul, chance - şans, characteristics - karakteristik özellik, closing - kapanış, come over - uğramak, count on - güvenmek, day and night - gece gündüz, deadline - son gün, detail - detay, determined - kararlı, exchange ideas - fikir alışverinde bulunma, excuse - mazaret, expect - ummak, family tie - aile bağları, fee - ücret, fun to be with - eğlenceli, generous - cömert, happiness - mutluluk, good relationship - iyi anlaşmak, have great fun - çok eğlenmek, helpful - yardımsever, honest - dürüst, in a couple of minutes - birkaç dakika içinde, in advance - öncesinde, including transportation - ulaşım dahil, insert - yerleştirmek, local - yerel, locatıon - konum, loyal - sadık, lentil - mercimek, main course - ana menü, make somene smile - gülümsetmek, matter - önemli olmak, mean - zalim, meet up - biraraya getirmek, offer to do something fun - eğlenceli bir şey yapmak için teklifte bulunma, opportunity - fırsat, P.S (postscipt) - mektup sonundaki not, personal traits - kişilik özellikleri, organize - organize emek, pıck up - arabayla almak, piece of - dilim, prepare - hazırlamak, lie - yalan söylemek, let someone come in - içeri girmesine izin vermek, lead - yol göstermek, generous - cömert, dessert - tatlı, cultural centre - kültür merkezi,

Tabela

Vizuelni stil

Postavke

Promeni šablon

Vrati automatski sačuvano: ?