Ağzı laf yapmak - Güzel, inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak., Akşamı iple çekmek - Gecenin olmasını sabırsızlıkla beklemek, Bastığı yeri bilmemek - Sevinç, heyecan, vb. etkisiyle davranışlarını denetleyememek, şaşırmak, ne yaptığını bilememek, Burnu büyümek - Kendini büyük biri olarak görmeye başlamak; başkalarını beğenmemek., Cevabı yapıştırmak - Karşısındakinin, beklemediği, ters, güç duruma düşürücü bir cevap vermek, Çoluk çocuğa karışmak - Evlenip, çocukları dünyaya gelip, onlarla uğraşır olmak., Dallanıp budaklanmak - Genişleyip yayılmak, gittikçe büyüyerek karışık bir durum almak., Ekmeğini kazanmak - Geçimini temin edecek, ihtiyaçlarını karşılayacak parayı kazanmak., Et tırnak olmak - Sıkı bir ilişki kurmak, birbirinden kopmamak., Göz hapsine almak - Gözetlemek, bir şeyin üzerinden bakışlarını ayırmamak, birinin hiçbir davranışını gözden kaçırmamak., Har vurup harman savurmak - Hesapsızca, düşüncesizce harcamak; malını, parasını ölçüsüzce, bol bol harcayıp tüketmek., Kağıt üzerinde kalmak - Yapılması kararlaştırıldığı halde uygulanmamak; konuşulan, kararlaştırılan yazıda kalmak., İpe un sermek - İstenilen işi yapmamak için birtakım bahaneler, sebepler ileri sürmek, güçlük çıkarmak, engeller göstermek., Kene gibi yapışmak - Yakasını bir türlü bırakmamak; istenmediği hâlde, çıkar sağladığı için birinin peşini bırakmamak, Leb demeden leblebiyi anlamak - Daha sözün başında ne demek istediğini anlamak, anlayışlı ve kavrayışlı olmak., On parmağında on marifet - Çok hünerli, becerikli, ustalığı çok, elinden her iş gelir., Ölmek var, dönmek yok - Neye mal olursa olsun, iş sonuna kadar götürülecektir, yapılmasından kaçınılmayacaktır” anlamında kullanılır., Ömrüne bereket - “Var ol, sağ ol, ömrün uzun olsun”, Sağır sultan bile duydu - İşitmedik kimse kalmadı, hemen herkes işitti, duymayan kalmadı., Sıfırı tüketmek - 1. Elinde avucunda bir şey kalmamak, malı ve parayı bitirmek. 2. Gücü kalmamak.,

Табела

Визуелни стил

Поставке

Промени шаблон

Врати аутоматски сачувано: ?